Ruh
İnsan, doğumu ile ölümü arasında dünya hayatı olarak nitelendirdiği hayatta beden şeklinde tanımladığı şeyle yaşayan; geçici olan, baki (kalıcı) olmayan maddesel / fiziksel olarak var olan somut bir yaşamsal sistemdir.
Geçici olanı anlamak, fani olmayı idrak etmek için ete ve kemiğe bürünmüştür. Madde ile mana, dünya hayatı ile ahiret hayatı, geçici olma ile kalıcı olma, iyi ve kötü, doğru ve yanlış gibi kavramların farkına varma yolculuğunda beden geçici, ruh ise ebedi (kalıcı) olandır.
Ruh, insan varlığının fiziksel olmayan hali ya da özü olarak ifade edilir. Beden somut olan ise, ruh soyut olandır.
Ruh kavramı dinlerde, kutsal kitaplarda ve antik dönemlerdeki yaşamlarda da var olan bir kavramdır ve ölümden sonra bedenden ayrılan bir olgu olarak aktarılır. Son kutsal kitap Kur'an ayetlerinde de ruh teriminden sıklıkla söz edilmektedir.
Sure 17 (İsra), Ayet 85:
Ve sana ruhtan sorarlar. De ki: "Ruh, Rabbimin emrindendir. Ve size, ilimden sadece az bir şey verilmiştir." [1]
Birçok kültür insan varlığının vücuttan bağımsız kaynağını ruh ile tanımlar. İnsan tarihinin bilinen kısmındaki varoluşu süresince neredeyse tüm toplumların beden ile bedeni canlı tutan şeyi kavramsal olarak ayırdığı görülmektedir. Günümüz toplumunda beden yaşamsal fonksiyonlarını tamamen yitirdiğinde ölü olarak kabul edilir. Ancak bazı yaşamsal fonksiyonlar halen görevlerini yerine getiriyorken kişi kendinde olmadığı durumlarda kişinin bilincini kaybettiği dile getirilir.
İnsan; yaşamı sadece dünya hayatı / madde hayatı tarafından gözlemlerken fiziksel beden, zihinsel beden, duygusal beden ve ruhsal beden olarak birbirleriyle bağlantılı dört beden arasında enerji akışı sağlayarak yaşadığını fark edemez. Yaşamı anlamlandıran, mana arayan ve keşfeden insan varoluşu diğer canlı türlerinde de gözlemlediğimiz içgüdüsel eylemlerle de ilerler. Bu ilerleme süresince farkındalıklar geliştirir ve öğrenir.
Madde ve mana, görünen ve görünmeyen, somut ve soyut gibi kavramlar ile yaşamda her olayın perde arkası olarak nitelendirdiğimiz şeklini anlayabiliriz. Zahiri ve batıni yanı... Perde arkasını görmek için o perdenin aralanması ve sırrın görünür olmaya başlaması gerekir. Ancak dünya hayatı amacı gereği o perdenin örtülü olduğu bir alandır ve perde ancak vakti geldiğinde kişinin farkına varmak anlamak için yola girmesiyle açılmaya başlar.
| Aşama | Yer | Beden | Farkındalık Hali | Fark Ettiği Şey / Mana | Kazanım / Edilinilen Hal | Vaz Geçilen Şey |
|---|---|---|---|---|---|---|
| 1. Adım | Dünya Hayatı | Fiziksel Beden | Farkında Değil | Beden | Kabul | Çaba |
| 2. Adım | Kabir Hayatı | Zihinsel Beden | Farkına Varıyor | Düşünce | Cesaret | Zihin |
| 3. Adım | Kabir Hayatı | Duygusal Beden | Amacının Farkında | Duygu | İrade | Eylem |
| 4. Adım | Kabir Hayatı | Ruhsal Beden | Kendisinin Farkında | Ruh | Huzur | Dünya |
| 5. Adım | Sırat/Mahşer Hayatı | Ruhsal Beden | Diğerlerinin Farkında | Sır/Hakikat | Tüm Yaşamla Enpati | Sır |
| 6. Adım | Ahiret Hayatı | Ruhsal Beden | Yaşamın Farkında | Birlik | Gerçek Huzur | Her şey |
| 7. Adım | Ahiret Hayatı | Ruhsal Beden | Sistemin Farkında | Tanrı / İlah / Yaratıcı | Varlık / Yokluk / Sonsuzluk | |
| Adım modelini hazırlayan: Kaan Sebkektay | ||||||
Bakınız. Ruhun Yolculuğu...
Ruhuma, biriktirdiğimiz dileklerle sonsuzluğun ne işe yaradığını sorduğumda cevap verdi: Ben sonsuzluğum! Halil Cibran [2]
Ruhun doğumu ve ölümü yoktur , başlangıcı ve sonu yoktur. Ne bilgelik onu açabilir ne de cehalet onu gizleyebilir. O her zaman öyleydi ve her zaman da öyle olacak. Heilbronn Verlag [3]
- ↑ Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk tarafından Türkçeye çevrilen 2004 yılında basılan Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali kitabından...
- ↑ Halil Cibran (1883-1931) Lübnanlı Amerikalı ressam, filozof, şair, yazar, 5 ciltlik komple eserler , kum ve köpük. Aforizmalar Kitabı , s. 855
- ↑ Hazrat İnayat Han (1882-1927) Uluslararası Sufi Düzeni ve Uluslararası Sufi Hareketi'nin Hintli kurucusu, Ruh - nerede ve nerede. Ruhun Yolculuğu , Heilbronn Verlag, 19 Ekim 2012, 2. Baskı 17 Nisan 2019